“Muharrem Balcı’ya Saygı”

Kır saçlar, yakın gözlükleri, takım elbise, büro, hediyeler veya taşınan mesleki bir unvan… Biyolojik olarak canlı olmayı başaran her hukuk fakültesi mezununun, altmış yılı aşkın ömründe elde edebileceği sıradan şeyler. Bunun dışında bir marifet olmalı ki hepimiz Onu görünce ayrı bir hizalanma içine giriveriyoruz.

“Dokunduğu” pek çok kişi için Muharrem Balcı’yı farklı kılan bir özellik vardır. Belki “her temas iz bırakır” ama önemli olan geride neyin kaldığıdır.

Muharrem Balcı bir ömür boyu gençlerle okumalar, dersler, programlar ve sair çalışmalar yaptı. Fark etmedik değil: Bilhassa gençlerle yaptı. Bilhassa gençler için…

Düğüne de gitti, cenazeye de, hasta ziyaretine de, halı saha maçına da, pikniğe de, eyleme de, iftara da, konsere de…

Tüm bunlar olmaya devam ederken ve de yaşayanlar şahitlik ederken bir soruşturma başlattık: “Muharrem Balcı’yı değerli kılan özelliğin ne olduğunu” sorduk talebelerine.

Katılanlar kendilerine has cevaplarını sadece bir arkadaşımızla (Mehmet Ali Başaran’la) paylaştı ve duygu ve düşünceler sahiplerinden ayrılarak isimsiz olarak bir havuza aktı.

Birikimlerini gençlerin hizmetine sunmuş bir “vakıf adam” olarak yanı başımızda duran Muharrem Balcı’ya gençlerin bir teşekkürüdür bu.

Talebesi olan gençlerin isimsizleşip anonimleşerek ödedikleri bir vefa borcu olarak da okunabilir.

Sonuçta paylaşmanın ahlakını yaşayarak göstermiş bir büyüğümüzün emeği var ortada. Abartmıyoruz, yüceltmiyoruz, övmüyoruz. Sadece, bu emeğe saygı göstermek istiyoruz.

Türkiye’nin hatta dünyanın dört bir yanına yayılmış talebelerinin çoğuna ulaşmadık. Sadece hâlihazırda İstanbul’daki “Salı Dersleri”ne devam eden arkadaşlardan bazılarına danıştık. Soruşturmayı eksik bıraktık fakat bu bir başlangıç; soruşturma bütün talebelerine açık.

Katılmak isteyenlerin duygu ve düşüncelerini yorumlar kısmında okumak isteriz.

Gökhan Türkoğlu – Mehmet Ali Başaran – Mahir Orak

****

“SORUŞTURMA : Muharrem Balcı’yı sizin için değerli kılan bariz özelliği nedir?” 

****

“Muharrem Abim, benim sessiz öğretmenimdir.” (26/E)

“Muharrem Balcı, gurbette olana yurttur.” (32/K)

“Yorulmayı hayatından çıkaran adam.” (38/E)

“Benim için onu değerli kılan özelliklerden yalnızca biri; “Muharrem Amca” değil “Muharrem Abi” olması; yani mücadele azminin sürekliliği ile hep genç olması, genç kalması.” (26/E)

Vermeyi (parasını, zamanını, her şeyini) ibadet bilen bir derviş olduğu için benim için çok kıymetlidir. (29/E)

“Muharrem Balcı hiçe karşı birlik, sese karşı söz, güce karşı adalet diyen bir zaman şahididir.” (24/E)

“İnandığı davaya canı gönülden bağlanmış vefalı bir dava adamıdır Muharrem Abi.” (33/K)

“Muharrem Balcı 26 yıllık dünya yaşantımda tanıyıp da, âkidesi ile yaşantısı; teorisi ile pratiği; ilmi ve ameli arasında  hiç bir fark olmadığını tespit ettiğim üç ‘cins’ adamdan birincisi. (İkincisi bir şair, üçüncüsü ise sosyoloji ikinci sınıf terk bir filozof) Kendisinden çok şey öğrendim ancak sanırım en kıymetlisi budur.” (26/K)

“Doğruyu bulabilmenin ilk basamağı olmasına rağmen, ‘soru sormaktan’ imtina eder hale gelmiş/getirilmiş gence, sorularla bakmayı/düşünmeyi öğretmesi benim için çok kıymetli. “ (20/K)

“O, kimden gelirse gelsin zulmü söyleyen, ağzına kilit vurulmayan yiğit bir delikanlıdır. “(28/E)

“Seminere veya konferansa gider gibi bu çalışmaya gelenler derhal dışarı çıksın. Ders yapıyoruz, ders!” (24/E)

”Toplumun dili ve dertlisidir.” (29/K)

“Gençlik sancağını göğüsleyen, genç nasıl olur öğreten ve gençliğe değer veren eşsiz bir hoca.” (21/K)

“Hakkı, adaleti, iyiyi, doğruyu göstermekteki bitmez tükenmez azmi Muharrem Abinin onu değerli kılan pek çok özelliğinden biri.” (23/E)

“Muharrem Abi benim için değerli çünkü hayatta, yanındayken gerçekten güvende hissettiğiniz bir kaç tane adam vardır.” (31/E)

“Muharrem Balcı denince aklıma; hukukun yaygınlaştırılması, istikrar ve sigara yasağı gelir. Tabii okumalar, dersler için koyduğu kuralların şahsına münhasır olması da aklımda yer tutmuştur.” (26/E)

“Muharrem Balcı, sorumluluk bilinciyle yaşamanın müşahhas timsalidir.” (38/E)

“Muharrem Hocayı benim için değerli kılan bariz özelliği; bütün öğrencilerine yetebilecek kadar, aynı anda hem hoca hem avukat hem de baba olabilmesidir.”  (21/K)

“Muharrem Balcı’yı değerli kılan; sabitelerini Kur’an ve Yaşayan Sünnet üzere kurması ve iman ettiği/dert edindiği davasında bütün varlığıyla/enerjisiyle cihat etmesidir.” (25/E)

“Muharrem Amca, cephe kurmak ve o cepheyi inançla savunmaktır. “ (23/E)

“Sabitelerini  vahiyden ve kadimden  alan, devrimci ruhunu Sarıyer’in (Boğazın) rüzgârından alan, sürekliliğini /sürdürülebilir fikirlerini öğrencilerinden (sizlerden) alan; delişmen ve fakat babacan, kavgacı ama barışı besleyen, telefonla dahi konuşurken karşısında ceketimi düğmelediğim tek insan, uzatmayayım, örnekliği ve şahitliğine şahit olduğum “can dost”, ağabeyim..” (40/E)

“Muharrem Balcı’yı benim için önemli kılan, “uzun yol gitmekten korkmaması”dır. (26/E)

“Muharrem Abi, bir maraton koşucusu, farkı şu ki; bayrakla koşuyor ve bayrağı devredip geri kalmıyor, isteyen, talep eden herkesi koşuya dâhil ediyor. (25/E)

“Hak yolunda tek başına kalacağını bilse bile harekete geçecek kadar tevekkül sahibi olması; hak yolunda onu tek başında bırakmayacaklarına dair gençlere (bizlere) güven duyması…” (24/E)

“Muharrem Abi azim ve disiplin adamıdır.” (26/K)

“Muharrem Balcı hayırlı işler peşinde koşan atletik bir adamdır ve ertelemeye gelmez!”(32/E)

“Hukuk fakültesinde iki yılı bitirmesine rağmen “neden, nasıl, hukuk?” huzursuzluğunda bir talebenin, “müslüman” ve “hukukçu”yu ilk kez aynı karede görüşüyle yaşadığı baş dönmesi: Muharrem Balcı; ve yalnız bir baş dönmesi olmadığına, sonrasında artık hep şahit olacağı, bu sıfatların farkındalığı ve bir aradalığını yaşayıp yaşatmaya adanmış bir ufuk…” (26/K)

“Allah yolunda hayatımıza ipotek koyduran, şahitlerden biri.” (26/K)

“Babacan bir tavır, ilkeli bir duruş, idealist bir yaklaşım, dinamik bir ruh, müslüman bir bilinç, şair bir hukukçu;  Salı’nın hem en istikrarlı öğrencisi, hem de pek kıymetli Muharrem Hocasıdır.” (23/K)

“Adam yaşlanmıyor abi!” (25/E)

“Müstakim tecrübesine illa ki burnumuz sürtülerek ulaştığımız ve ulaşacağımız adamdır. Ulaştığımız tecrübeler sonrasında ise kolu kanadı kırılan “biz” için eşsiz bir limandır. Alabora olduğunuz halde limana yanaşamıyorsanız yahut liman sizden çok uzakta kalmışsa bilin ki yüksek ihtimalle rotanız şaşmıştır.” (29/E)

“Şehrin öbür ucundan koşarak gelen derviştir.” (16/K)

“Bize ütopyaları sevdiren, iyiliği besleyin ki iyilik büyüsün diyen, iyiliği emredip kötülükten sakındıran adam” (32/K)

“Hukukçu olmanın mücadele dolu bir yaşam şekli olduğunu, her halde ve her zamanda Hakk’ı söylemenin ve batılın/zulmün karşısında durmanın en büyük erdem olduğunu, yoruldum ve artık bana müsaade kelimelerinin lügatlerden silinmesi gerektiğini bizzat ve bilfiil öğreten ve hala öğrenen, hukuku yaygınlaştıran şahs-ı muhteremdir, Muharrem Hocamızdır.” (24/K)

5 thoughts on ““Muharrem Balcı’ya Saygı”

  1. Mertlikte üstüne yoktur
    Umudu olanın umduğu odur
    Hal ile kal onun tarifidir
    Aşk ile davasının her yerindedir
    Rehavetse lugatin hiçbir yerindedir
    Rızai ilahiden başka dert bilmez o
    Eskiyle yeniyi eklemleyen o
    Muharrem Abi, bunların hepsinden fazlası o

    kovulmamak umuduyla daim başımızda abimiz kal 🙂

    Beğen

  2. Muharrem Hoca için söylenen sözleri okuduğumda bu sözlerin hepsinin benim ağzımdan çıktığını hissettim. Birileri benim düşündüklerimi düşünmüş, onları söylemiş…. Bir yandan da daha söylenecek neler var dedim her yönüyle gıpta ettiğimiz, tanıdığımız için kendimizi şanslı hissettiğimiz bu hukuk adamı için.
    Yıllar önce yurt dışına yüksek lisans okumaya gitmeye karar verdim. Ailemden ilk defa ayrılacaktım. İlk defa hiç bilmediğim bir ülkede bir yıl kalıp, tek başıma yaşayacaktım. Kalacak yer bulamamak, yaşam koşulları, disiplini, kurallarıyla meşhur o finans merkezi ülke gözümde o kadar korkutucuydu ki… Gitmeden önce vedalaşmıştım salıdan arkadaşlarımla ve Muharrem Hocayla. Bir gece öncesinde de alaha ısmarladık maili atmıştım hocaya. Hemen aradı, uçuş saatimi, havaalanını sordu. Söyledim, “sabah şu saatte hazır ol seni ben bırakacağım” dedi. Muharrem hoca bir şey söyledikten sonra hayır diyeceğim durumlarda kızarsa diye hep korkmuşumdur. “Hocam, havaalanı uzak, taa karşıda, zahmet….” derken, hoca “geleyim mi demedim, şu saatte hazır ol dedim” deyince yutkundum. Kendisiyle konuşurken, ağzımdan yanlış bir kelime, cümle çıkar mı korkusunu hep yaşamışımdır. Muharrem hocam söylediği saatte geldi, yanında başka değerli bir hocam, annem, ablam, ben bindik arabaya, doğru Sabiha Gökçen’e… Yol boyunca ne konuştuk hatırlayamıyorum o panik halimle. Hatırladığım Muharrem Hoca’nın ne yüce gönüllü bir baba oluşu, öğrencilerini hiç de tek başına olmadıklarını hissettirişi… Sözün özü, lafın kısası… Muharrem Hoca denilince, yutkunur, kendime bir çeki düzen veririm. Kendisi ne çok sevilen, ne çok saygı duyulandır. Ve bizler ne şanslı insanlarızdır. Allah onu başımızdan eksik etmesin.

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s