15 Temmuz 2016 tarihinde TRT 1’de okunan kripto bildirinin aslı ortaya çıktı. Şayet darbe püskürtülememiş olsaydı, 16 Temmuz akşamı TRT’de işte bu “asıl bildiri” okunacaktı. Araştırmacı yazar Mehmet Ali Başaran Türkiye’yi şoke eden kripto bildirinin aslına ulaşmayı başardı. İşte o bildiri:
Sevgili Seyirciler,
Bu metnin tüm Türkiye Cumhuriyeti kanallarında yayınlanması Türk Silahlı Kuvvetleri içinde tesis ettiğimiz cuntanın bir isteğidir ve emridir.
Türkiye Cumhuriyetinin değerli vatandaşları,
Sistematik bir şekilde sürdürülen anayasa ve kanun değişiklikleri, devletin temel nitelikleri ve hayati kurumlarının varlığı açısından kayda değer bir değişikliğe yol açmasa da Türk Silahlı Kuvvetleri de dâhil olmak üzere devletin tüm kurumlarına sızmamıza, sızdığımız yerleri ideolojik saiklerle dizayn etmemize açıkça engeldir.
Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içerisinde gösterdiğimiz Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri tarafından temel hak ve hürriyetlerin zedelendiği propagandası meyvelerini vermiş, kuvvetler ayrılığına dayalı laik ve demokratik hukuk düzeninin fiilen ortadan kaldırıldığı algısı oluşturulmuştur.
Devletimiz uluslararası ortamda hoşumuza gitmeyecek şekilde etkin olmuş, hak etmediği tarzda itibar görmüş ve 15 yıldır kurduğumuz türlü türlü kumpaslarla devirmeyi başaramadığımız güçlü bir hükümetin eline bakar hale gelmiştir. Siyasi idarenin aldığı kararlar işimize gelmemiş, söz gelimi, mücadeleden geri durduğu terör nasıl da tırmanmıştır!
Bürokrasi içerisindeki yolsuzluk ve hırsızlıkları bahane ederek giriştiğimiz sondan bir önceki darbe de boşa çıkartılmış, hukuk sistemi zaafa uğratılarak, menfaatlerimize uygun işlemez hale getirilmiştir.
Bu ahval ve şerait altında, kullanışlı bir araç haline getirilen Atatürk’ün önderliğinde, milletimizin olağanüstü fedakârlıklarla kurduğu ve bugünlere getirdiği Cumhuriyetimizin koruyucusu olan Türk Silahlı Kuvvetleri, Yurtta Sulh Cihanda Sulh ilkesinden faydalanarak, vatanın bölünmez bütünlüğünü, milletin ve devletin bekasını devam ettirmek gibi kavramları da kullanarak, örgütümüzün kazanımlarının karşı karşıya kaldığı tehlikeleri bertaraf etmek, örgütümüze bağlı yargının önündeki fiili engelleri ortadan kaldırmak, ihale ve yolsuzluklardan yeteri kadar pay almak, laik demokratik sosyal hukuk devleti diye pazarladığımız ilkeler üzerine oturtacağımız anayasal düzeni yeniden tesis etmek, şantaj, montaj ve sabotajları bir kenara bırakarak istikrar ve huzuru temin etmek maksadıyla yönetime el koymuştur.
Devletin yönetimi, teşkil edilen Yurtta Sulh Konseyi tarafından deruhte edilecektir.