teskin
dokuz yıldır aynı yaştayım
hükmün açıklanmasını bekliyorum
akşamla hüznü cem ediyor virgül
benim kadar seferi
nerde kaldın diye sorulamaz bir şiire
uykuya dalmıştır
çember daralıyor, ben büyüyorum
babam ne ilkini beklerdi benden ne ikincisini
babam kadim bir geleneğin temsilcisi
devletin en ücra köşedeki şubesi
annem öyle değil
zaten anneler öyle böyle değildir
doğadan bir ninni ile ilahi
son olarak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim
teskin edilme hakkı tanınmıyor kavgada
yumruk sayılmıyor
mecaz anlama yer yok, yanlış anlama
geceden henüz döndüm, yorgunum
kader seçmeli dersler arasında yer almıyor
hayatsa devamlılık istiyor, rızası alınmalı
sözünü ettiğim direnişe soluğum yetmeyebilir
acele etmeli, kendimi ölüme yetiştirmeliyim
bu dünyadan geçme hali değil miydi yaşamak
hicrettir
Rabbim büyük yaralar aldım sana
öldüğüm sanılacak savaşta
iddia eden ispatla mükelleftir
idrak eden isyanla
beni çağıran uzaklara yolla
çocuklar doluşsun sevdama
suyun yağmur üzerinde hakkı var
yağmurun üzerimde
hasretlerden teşekkül ediyorum
sana teşekkür ediyorum
ben mehmet ali başaran
ana baba bir şiir hicrettir
söz düşmez bana burda küçüğüm
su çatlağını bulur
Allah Pervasızları Sever
ilkin bahardır senin, ardın sıra har
bana öyle geliyor ki sevda her bir yanda defa
burası ilk kez buralarda olmaya asıl sonraya
erken kalkıp aldığım yolları hep yollarım sana
güzel sözü sadaka bil keskin gözü sadakta
saçlarını okşa fesleğenin ellerini kokla
her zaman önemlidir ilk intifada
örnek vermek gerekirse Allah pervasızları sever!
büyüyünce peygamberin kardeşleri olacağım
meleklerle kahvaltıya oturalım hele
terlesin dualarımız nefeslerde
ilkin seherdir senin, ardın sıra her
bana öyle geliyor ki sevda her bir yanda feda
inmek
yeni bir düne başlıyoruz
olan bitenin çağrışımı
kurunun yanında yaş da anlar
yaşayanlar hatırlar
geçmişin saçlarını kestir
gün dünden evettir
Putları reddet idealleri koru
zalimlere sıcak bir şeyler ikram et
hakikate sadakat ya da molotofkokteyli
mazlumlara kalacak bir yer ayarla
hakta direnmek ya da sokaklarda
a yet
parçaları bütünle anlamı çıkar burdan
ben sensiz ayrı yazılan bir de’yim
bir de benzetmeyim
mektubun merdivenlerinde oturmuş
masalsı bir beklenti içinde
seni çiselemekteyim
ya yet bana a yet: çok şaşkınım!
kendimi tekrara düşüyorum sana
artık belirtisiz ismimi tamlasana
nasıl izah ederim okura sevgilim
sokağa çıkma yasağı var hem’de
sana çıkan kelimelerde
ah taşıyamayacağın anlamı
neden yüklendin kendine
öyle yağma var mı!
sen im ben de ve benzeriyim
kirada kalıyorum alt satırda
gözlerinden alıntılar yapanda
sema
hemhâl oluyorum ellerinle dua
üzerimde eskimiş zaman
kelimelerin mahmurluğu
resim müzik beden derslerine giriyorum
hepsinde öyletmen sen öylece ben
güneşi uyandırıyorum geceden seni alsın
güne de gece kadar uymalısın
çiçek açıyor işte tam mevsimi fiillerin
sonuna değin ufka değin
beni alabildiğine kendine ulaştır
esinle teninde ebrulaştır
neyin nefsi sensin nefesi
bense sesi örtünen seni
esrik şimdiler
gözlerin süresiz suresi fatiha
bakar mısın nasıl da sevgili
yunusları sorarken denize her seferinde
atıfta bulunuyorum sana sabahta
yaşamaktan yorgun düşersem uykuya
karşılık gel bana teslim al
beni kavgadan sürgünde görende
öpeyim de geçsin zaman
şiire döndüm iştelerim esrik şimdiler
hali vakti yerinden eder
Sevda Türküsü
mesken tut beni teskin et
kuşun göğe konması gerek
tabiatın istişare kararı var
uymalısın bana varmalısın yâr
câmidir hep toplanmayı bekler
seslensen bana ezan eder
yaradana şükranla beni uygula
kendinden gelecek armağanla!
mesken tut beni teskin et
sahildir dalgalara minnet
inandır beni kaldır
denize girer gibi sesleniyorum sana
boyumu aşmayan yere kadar diyorum
yoksa konuşmayı bilmiyorum
sen anlatıyorsun yaşamak diye
arşın kaldırma kuvveti aşkı
yaralıyım ağır kalıyorum yâr
arza batıyorum
buğday tanesi
kayboluyor buluyorum kendimi
sebebi sisin iâde-i ziyareti
geleceğin tarihi geçmiş ne ki
umut etmek hakkına sahip tüketici
anın zamana sarılması şimdi
camide koşmak gibi çocuğun vecdi
kayboluyor buluyorum kendimi
yere düşen buğday tanesi
ah!
çapraz ateş arasında kalıyorum
iki harf saplanıyor bedenime ah!
inanılır gibi değilim beni anla imanla
bu sözden bir tane kestir kendine
nesine deyince dedim ölümüne!
kalacak zaman
dökülüyorum kendimden aşkına
çekiliyorum harflerime dek toprağa
şimdi yakınlaştıkça uzaklaşandayım
geçemeyeceğim karşıya sana
yeşermek kalacak zamana
geleceğim
hayır sevgilim
bu şiir senden geçmiyor
cümlenin karşısına geç
raddenin sonunda
bir durak var
orda bekle
S
Sözlerine hasret Seslerin
yere dökülmesin isterim
konuşmanı bölmeyeyim
Sözünü kesemem Sevgilim
dalgınlığına gelir harflerin
kanar bir yerin
..*
kelimelerini gördüm
hepsi bahçeye çıkmışlardı
bu kadar çokça çocukça
ama oyuna dalmıyorlardı
cümle girişlerinde bekletildik
toz toprak içinde yorgun
kimdik soruluyordu bize
duacıyız der geçerdik
*bu şiire haciz gelmiş olup
başlık yerinde boşluk oluşmuştur.
hay!
hayat
teşbihte hata oldu!
beni yalnız anladın
ben Rabbimle anlamlıyım
zamanın çekimleri
anlat onlara bir okula gireceklerini
şehadeti mezuniyet bileceklerini
öncesinde hepsi toplanmalı her birinde
her biri okumalı andımızı hepsinde
hepsinde çölden ‘deli’ bir rüzgar esmeli:
‘de ki: benim namazım, ibadetlerim, hayatım
ve ölümüm âlemlerin rabbi olan Allah içindir!’
Allah’a adanmış bir yaşamın adının dua,
adımlarının sabır olduğunu dile, dile getir elle
inançlarından başka vatanları yok, peşinen bildir.
peşinden örnek göster yüreklerini ki
akıllarını yüreklerine toplasınlar.
delilere neden sempati besleyeceklerini sezdir
bu resul kokan bir sestir
bilmenin canı cehenneme: yapabilmeliler.
‘gözlerim nemli değil gözlerim namlu’ demek oluyor ki
göze almaları derle, ahirete bakan gözlerinde demle
yığılma, yığınlardan atla hakla, sakın ha arda kalma
haktan alacaklarını tahsil et, var git kavgaya biat et!
Bismillah her hayrın başıdır,
öyleyse parmak kaldır bayrak kaldır baş kaldır.
galeyana gel halka ol etrafında halkın
sesini yükselt, duyulsun mırıldanışları itirazın.
infilak et zalimin zulmüne bir kıyamı aşk et!
askerlikten soğu, okuldan uzaklaş ve yaklaş
bak sana ne göstereceğim: vergilendirilmiş kumpas
zamanın çekimleri bitti, seyirdeyiz görüntülerde
O’na göre eyle, O’na göre söyle
kelimelerin başını okşasınlar, ünlemsiz konuşmasınlar!
unutulmasın gariplerin adı ah: tıklayınca kapısını açan Allah.
düzenli olarak kan versinler sözlere, ahde vefa göstersinler
vâkıf olsunlar ki İslam: annesine bakması bebeğin: iman ise gözleri.
yüzünü yeryüzüne dön sen, pencereyi ardına dek aç bahçeye, doğ..
gökyüzünde misafir öğrenci olmayı rica et,
insanlığın rabbine, insanlığın hakimine, insanlığın ilahına iltica et.
ölümün kokusunu al ve ver elbette her güzellikten kardeşliğe
bak ayet ayet yetmeye, yetişmeye
müminler ancak kardeştir: bir diğerinde kendi
birindeki dinlenme diğerindeki yorulmaya değmeli
ibraz et: bu rabbine yazdığın bir dilekçe,
kabul olmayacak birbirinizi gerçekten sevmedikçe
‘biz dileyemeyiz, âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe!’

Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
Geri bildirim: şiir nedir – mehmet ali başaran