“Tahliye olmasından bir gün sonra hakkında gözaltı kararı çıkarılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, “Yatarız hapiste, hesabını da sorarız” diye konuştu.”
Kozağaçlı, twitter hesabının başına şu sözü sabitlemiş: “Hukuk diye helvadan put yapmışsınız acıkınca yiyorsunuz.”
Olan biten, olan ve hiç bitmeyen yargı zulmü ancak bu söz kadar veciz biçimde izah edilir diye düşünüyorum.
(Az ama kıymetli okurlarımla birlikte bu ülkede, bu zor şartlar altında, “düşünce ve ifade özgürlüğü”müzü işler tutmaya dönük okumalar yapıyoruz bu mütevazı yazıhanede. Bence önemli.)
Hakkı tutup kaldırma niyeti taşıyanlar için en zoru, düzen tarafından ötekileştirilenlerin, fena halde öcüleştirilenlerin haklarını görebilmek ve gözetebilmektir. En büyük mazlumlar, bilhassa terör’le, devletin güvenliğine karşı suçlar’la ilişkilendirilip iftira ile tutuklanan ve itina ile zindanlara atılanlar arasında yer alır. Kitle iletişim araçları hakkı batıl ile örtmek için deli bir para ve mesai harcarken pek çok tanıdık sima bilerek veya bilmeyerek, aktif veya pasif katkılarını sunarlar bu zulüm çarkına.
Allah için, Adalet için soruyoruz yıllardır, soralım, sormak zorundayız. İnsanlığımız, Müslümanlığımız, kutsal kitabımız bu soruları sormamızı gerektiriyor:
“Hangi suçtan ötürü bu insanlar lekeleniyor, zindanlara atılıyor, işkence görüyor? Suçları nedir? Hani delilleri? Açıklayın.”
“Hangi Hukuku uyguluyorsunuz? Rehine hukukunu mu? Öyleyse bu hukukun ilkeleri nelerdir?”
“OHAL’de cezaevlerine atılan veya işinden atılan yüz binlerce vatandaşın hakkı için bir açıklama yapma gereği duymuyor mu bu devleti yönetenler? Yıllar, hayatlar geçiyor.”
“Bu ülkede Adalet mülkün temeli mi yoksa lafın gelişi mi?”
Ey Müslümanlar, kanaat önderleri, cemaat liderleri hani, sorularınız nerde?
Hakkın hatırını gözettiğinizin göstergeleri sizce de yeterli mi?
Yoksa itirazlarınız sustuğunuz yerde mi ikamet ediyor?